20 Mayıs Pazartesi 2024
2 yıl önce

CHP’li Küçükçekmece Belediyesi’nden terör örgütü PKK’nın derneği DİAYDER’e arsa tahsisi

stanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca terör örgütü PKK’nın uzantısı olan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyeleri hakkında hazırlanan iddianamede, CHP-PKK ilişkisi net şekilde ortaya çıktı. CHP’Lİ BELEDİYE ARSA VERDİ Dosya kapsamındaki şüphelilere ait tapelerle detaylı ifadelerin yer aldığı iddianamede, Küçükçekmece’de CHP’li belediyenin PKK’nın derneği DİAYDER’e İkitelli’de parsel halinde bir arazi verdiği belirtiliyor. Şüphelilerden Rıza O.’nun bir telefon görüşmesinde “İkitelli semtinde parsel halinde vermiş. Yani belediye başkanı kendisi vermiş. Gittik oraya, 1300 metrekare, yeri iyi. Cami projesiymiş, bize vermişler. ‘Size devredelim gidin dernek yapın’ dediler” şeklindeki konuşma dikkat çekti. Yine tapelerde, CHP’li Küçükçekmece Belediyesi’nin PKK’ya müzahir sanıklardan Mehmet İ.’ye danışmanlık teklif ettiği bilgisi de yer alıyor. TAKVİM PARASINI İBB ÖDEMİŞ DİAYDER saymanı olan şüphelilerden Rıza O.’nun 2021 için takvim bastırdığı, basım ücretini ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) karşıladığı görüşme kayıtlarında yer alıyor. Rıza O.’nun bastırılacak 5 bin takvim için İBB’den temin etmeye çalıştıkları 34 bin TL ile ilgili çeşitli görüşmeler yaptığı ve paranın İBB’den direkt matbaa sahibinin hesabına transfer edildiği iddianamede anlatıldı. Her biri 5,50 liradan basılan ve 27 bin 500 lira tutan 5 bin Kürtçe takvim için İBB’nin ödediği 34 bin liradan arta kalan 6 bin 500 liranın, PKK propagandası yapmaktan hakkında işlem uygulanan matbaa sahibince, Rıza O.’nun oğlunun banka hesabına transfer edildiği öğrenildi. MARKET KARTLARI KARABAT’TAN İBB’den aldığı ihalelerle gündeme gelen CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’ın PKK’lılarla ilişkisi de iddianamede yer buldu. Derneğin maddi olarak problem yaşadığı bir dönemde şüphelilerden Hafit T.’nin CHP’li Karabat’tan para istenebileceğini söylediği ve telefonda konuştuğu Erhan isimli kişinin de “Para versin başka bir şey istemiyorum. Mesela ben Özgür Karabat’a telefon ettim ‘Geri döneceğim’ dedi” şeklindeki konuşma tapelere yansıdı. İddianamede, Özgür Karabat’ın derneğe alışveriş kartları gönderdiği de ifade edildi. İŞE ALIMI CHP İL YÖNETİMİ YAPTI İddianamedeki şüphelilerden Hasan K.’nın DİAYDER üyelerinin İBB’de nasıl işe alındığına dair beyanları da savcılık tarafından iddianameye konuldu. “Belediyeye alınan şahıslar CHP il yönetimi üzerinden işe alınmıştır” diyen Hasan K., PKK’lıların İBB kadrolarına yerleştirilmesinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu işaret etti. İddianamede, DİAYDER’e bağlı mescitlerin ihtiyaçlarının İBB tarafından karşılanması için çalışma yapıldığı, Halkalı’daki mescidin eksiklerinin İBB tarafından karşılanması maksadıyla birtakım görüşmeler yapıldığı bilgilerine de yer verildi. Beşiktaş Belediyesi Başkan yardımcısı terör konferansında İddianameki şüphelilerden Mehmet Ş.’nin ikametinde ele geçirilen bir dokümanda CHP-PKK ilişkisi gözler önüne serildi. 12 Aralık 2015’te başlayan ve 2 gün süren, bebek katili Abdullah Öcalan’ın avukatlarının da yer aldığı terör konferansına CHP’li Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı da katılmış. Yazar İhsan Eliaçık’ın da bulunduğu toplantıda Kandil’den gönderilen bir terörist de yer almış. Söz konusu konferansta PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın mektubu okunmuş. Terör toplantısının diğer katılımcıları da ilginç. İddianameye giren belgeye göre, konferansta Protestan Ruhani Lideri, Pir Ali Dedeleri ve FETÖ üyesi Sadullah S. de yer almış. DİAYDER üyelerinden bazılarının FETÖ’nün KHK ile kapatılan derneklerinde yönetim kurulu üyesi olduğu, sonradan DİAYDER üyesi oldukları, tutuklu şüphelilerden Sefa M.’nin sürekli Kandil’e giderek PKK’lı Cemil Bayık’la görüştüğü ve daha önceden FETÖ içinde faaliyet yürütürken PKK’ya katıldığı iddianamede anlatıldı.

2 yıl önce

Diyarbakır anneleri, 250'nci ailenin katılımıyla düzenledikleri yürüyüş ile terör örgütü PKK'ya tepki gösterdi

Evlat nöbeti tutan aileler, Hakkari'den 7 yıl önce kandırılarak dağa götürülen kardeşi Nurettin Timur için Diyarbakır'a gelen ağabey Adil Timur'u şehirler arası otobüs terminalinde, ellerinde Türk bayrakları ile karşıladı. HDP il binası önüne giderek oturma eylemine dahil olan Adil Timur, gazetecilere, kardeşinden 7 yıldır haber alamadıklarını söyledi. Kardeşine kavuşmak istediğini ifade eden Timur, "Annem vefat ettikten bir yıl sonra kayboldu ve kendisinden haber alamadık. Kardeşim gelene kadar oturma eyleminde yer alacağım. Onu almadan buradan gitmeyeceğim. Beni görüyor ve duyuyorsa, güvenlik güçlerine teslim olsun. Sıcak yuvasına kavuşsun." dedi. Oturma eylemini sürdüren aileler de terör örgütü PKK'ya tepkilerini dile getirerek, çocuklarına, güvenlik güçlerine teslim olmaları çağrısında bulundu.  Ailelerden teröre tepki yürüyüşü Aileler "Teröre geçit yok" sloganıyla teröre tepki yürüyüşü gerçekleştirdi. HDP il binası önünde başlayan ve Turgut Özal Bulvarı'nda devam eden yürüyüşte aileler, ellerinde Türk bayrağı ve çocuklarının fotoğrafı ile "Çocuğun dağda ne işi var?", "HDPKK geçit yok", "Artık yeter, düşün yakamızdan" ve "250 aile olduk" yazılı dövizler taşıdı. "Türk-Kürt kardeştir, HDP kalleştir", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez", "Annelerin isyanı PKK'yı yenecek" sloganları atan ailelerin yürüyüşü, HDP il binası önünde sona erdi.  Ailelere destek ziyaretinde bulunan Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu, oturma eylemine 250'nci ailenin katıldığına işaret ederek, ailelerin burada kutsal bir mücadele verdiğini aktardı. "Çocukları alıp dağa götürerek, onları kandırarak bir yere varılmaz. Dağdaki çocuklarımızın, ailelerinin yanında olup eğitimlerine devam etmeleri gerekiyor." diyen Beyoğlu, ailelerin dünyaya bir mesaj verdiğini kaydetti. Beyoğlu, her zaman ailelerin yanında olduklarını ve onları desteklediklerini ifade ederek, "Dağda hiçbir çocuk kalmasın. Çocukların yeri dağ değil, sıcak yuvaları, anne ve babalarının yanıdır." diye konuştu.

2 yıl önce

Cumhuriyet Savcısı İBB'ye alınan şahısların terörle bağlantısını tek tek saptadı. İddianamede, DİAYDER üzerinden İBB'ye giren bazı kişilerin aldıkları maaşları terör örgütü PKK’ya aktardığı yer aldı

aydinlik.com.tr’nin haberine göre; Terör örgütü PKK bağlantılı DİAYDER’e yönelik olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede önemli ayrıntılar yer aldı. İddianamede şüphelilerin PKK/YPG terör örgütüyle bağlarına ilişkin eylemleri aktarılırken İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan bazı şüphelilerin buradan aldıkları maaşlarından belirli bir bölümü örgüte aktardığı kaydedildi. İddianamede ayrıca şüphelilerin, Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen yardım kolileri ve market alışveriş kartlarını, terör örgütünün sözde sorumlularının yakınlarına dağıttıkları belirtildi.  PKK terör örgütünün derneklerinden olan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne (DİAYDER) yönelik hazırlanan iddianamede PKK’lılarla İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasındaki ilişki de mercek altına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23 şüpheli hakkında hazırladığı iddianamede şüphelilerin eylemleri tek tek sıralandı. İddianamede şüpheliler arasında yer alan Ekrem Baran’a ilişkin, “Şüphelinin dosya kapsamına yansıyan suç unsuru görüşmelerden anlaşıldığı üzere DİAYDER aracılığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne Gassal olarak çalışan Mehmet İnan’ın aldığı maaş üzerinden derneğe ödemesi gereken fiyat üzerinden derneğin saymanı ve dosya şüphelisi Rıza Oğur'a talimat verdiği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen yardım kolileri ve market alışveriş kartlarının organizasyonunda yer aldığı” ifade edildi. ‘DESTEK İÇİN KOBANİ’YE GİTTİ’ İddianamede yer alan bir başka şüpheli Rıza Oğur’la ilgili olarak, şüphelinin DİAYDER isimli dernekte sayman olarak görev yaptığı bilgisi verilerek, “Dernek adına yürütülen parasal konuların takibinin şüpheli tarafından yapıldığı, derneğin yönlendirmesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde gassal olarak çalışan Mehmet İnan’ın aldığı maaş üzerinden ödeyeceği miktar ile ilgili şüpheli ile görüştüğü, Rıza Oğur’un da dernek başkanı Ekrem Baran'a konuyu ilettiği ve alınan talimat doğrultusunda hareket ettiği, Kobani ya da diğer adıyla 6-7 Ekim olayları olarak bilinen olaylar öncesinde ve esnasında YPG terör örgütüne destek olmak amacıyla 3 gün boyunca Kobani sınırında bulunduğu, Ramazan ayı dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden DİAYDER'e verilen yaklaşık 300 adet 100-150 TL tutarındaki market alışveriş kartlarının DİAYDER başkanı Ekrem Baran tarafından üyelere dağıtıldığı” kaydedildi. İddianamede şüphelinin PKK/KCK terör örgütünün Yunanistan'da bulunan Lavrion kampında faaliyet yürüten Davut Özmen isimli örgüt mensubunun abisine alışveriş kartlarını teslim ettiği belirtildi. ALDIĞI MAAŞLA DERNEĞE YARDIM İddianamede şüpheli sıfatıyla yer alan Mehmet İnan’a ilişkin olarak da dikkat çeken ayrıntılar yer aldı. DİYADER irtibatıyla şüphelinin Büyükşehir Belediyesine gassal olarak görev yaptığı bildirilen iddianamede, şüphelinin dernek başkanı Ekrem Baran ve dernek saymanı Rıza Oğur arasında yapılan görüşmede aldığı maaş üzerinden derneğe düzenli olarak para yardımında bulunduğu, söz konusu durumu da kolluk ifadesinde ikrar ettiği bildirildi.  DİAYDER ARACILIĞIYLA İŞE ALINDI İddianamede Aydın Ayhan isimli şüphelinin de Büyükşehir Belediyesi bünyesinde gassal olarak görev yaptığı, işi bizzat kendisinin bulduğunu beyan etmesine rağmen Mehmet İnan'ın alınan kolluk ifadesinde DİAYDER aracığıyla kendisi ve Aydın Ayhan'ın belediyede işe aldığını beyan ettiği, şüphelinin savcılık ifadesinde derneğe ticari amacıyla bir iki kez gittiğini beyan etmesine rağmen açık kaynakta yapılan eylem ve etkinliklere yoğun katılım gösterdiğinin tespit edildiği ifade edildi.  ‘ÖRGÜTÜN EYLEMLERİNE KATILDI’ İddianamede Fevzi Barış’ın da 25 Eylül 2014 tarihinde DEAŞ ile YPG arasında yaşanan çatışmalar sebebi ile terör örgütüne destek olmak amacıyla Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine heyet ile birlikte gittiği belirtildi. Söz konusu durumun HTS konum bilgisi ile de örtüştüğü bildirilen iddianamede, “Şüphelinin 22 Ekim 2014 tarihinde terör örgütüne destek olmak amacıyla sınır nöbeti eylemlerine katıldığı, 30 Ocak 2016 tarihinde silahlı terör örgütünün öz yönetim ilan etmesine müteakip başlatılan hendek ve barikat operasyonlarının durdurulmasına yönelik sivil itaatsizlik eylemleri kapsamında DİAYDER derneği içerisinde direniş orucu eylemlerine aktif bir şekilde katıldığı, şüpheli hakkında uygulanan CMK 135 tedbirinde tespit edildiği üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden temin edilen market yardım kartlarının dağıtılması amacıyla dernek başkanı tarafından kendisine verilen kartların dağıtımını yaptığı” vurgulandı. İŞE ALINMADIĞI İÇİN DERNEKLE ARASI BOZULDU Hasan Karahan isimli şüphelinin de DİAYDER bünyesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Gassal olarak ya da imam olarak alınmaması sebebiyle dernek yöneticileri ile anlaşmazlığa düştüğü ve yöneticilerden uzaklaştığını, yaptığı görüşmelerde dernek yönetimini savcılığa şikayet edeceğini söylediği ifade edildi. Şüphelinin söz konusu durumu birçok şahıs ile görüşerek aynı içerikte beyanlarını tekrarladığı, kolluk ve savcılıkta alınan ifadesinde ise söz konusu durumları inkar ederek suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarda bulunduğu belirtilen iddianamede, şüphelinin ikili anlaşmazlıklar ve şahsi menfaatler sebebi ile dernekten uzaklaştığı, ancak derneğin iç yapısı, amacı ve ideolojisinden haberdar olduğu, dernekten istifa ettiğine ilişkin dilekçe içeriğinde de İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından dernekten imamlar alındığı halde kendisinin haberdar edilmeyerek adaletsizliği gördüğü için istifa ettiğine ilişkin kendi el yazısı ve imzasının bulunduğu belirtildi.  Fahrettin Ülgün isimli şüpheliye ilişkin de İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından verilen market alışverişi kartlarının şüpheli tarafından 10 Mayıs 2021 tarihinde gerçekleşen görüşmeden anlaşıldığı üzere 2021 yılının Nisan ayında Şırnak kırsalında gerçekleştirilen operasyon neticesinde yaralı olarak ele geçirilen örgütün Botan saha sorumlusu Özgür Gabar kod adlı Fırat Sişman'ın babasına teslim edildiği kaydedildi.  'GİZLİ PROTOKOL' GEREĞİ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame ile ilgili olarak Aydınlık’a bilgi veren kaynaklar Yerel seçimler öncesinde CHP ile HDP arasında gizli bir anlaşma olduğunu, HDP’nin CHP’ye bu anlaşma uyarınca destek verdiğini hatırlatarak gelişmeyi şöyle yorumladılar: “CHP ile HDP arasında gizli bir protokol var. Bunu hem genel merkez hem de İstanbul il örgütü bilir. Bu protokolde HDP’ye işe almada verilecek kontenjanlar, belediyeye ait kuruluşların (otopark, büfe, terminal yönetimi, …) paylaşılması, belediye şirketlerinin yönetimleri, … gibi birçok konu var. HDP uyarıldığı için üst düzeydeki atamaları daha dikkatli yaptılar. Hemen açığa çıkacak isimlerden kaçındılar. Ama iyi incelenirse hepsi açığa çıkar. Yaşananlardan CHP’liler de rahatsız. Belediye başkanının kendilerinden olmasına rağmen işe alımlarda ve atamalarda HDP ve İyi Parti’nin etkili olduğunu söylüyorlar.” 'BİZİM İÇİN YETERLİ DEĞİL' İddianamede şüpheli Hasan Karahan ile T.Ö. arasında geçen telefon görüşmesi de dikkat çekti. İddianameye yansıyan görüşme şöyle: Hasan Karahan: Hacı amca gördün mü DİAYDER’deki imamlar bana nasıl hainlik ettiler. T.Ö. : Neden? Hasan Karahan: Geçen sene bir sürü imam aldılar. Mesela Mele Ekrem (Ekrem Baran) zengin fakat kendine maaş bağlamış. Nuri Aslan (Mehmet Emin Aslan) katrilyonluk fakat belediyede görünüyor. Ben Mele Nuri’ye söyledim siz bana hainlik yaptınız diye Mele Rıza (Rıza Oğur) diyor ki sen Arnavutköy’e gitmişsin, ben de dedim ki ben buraya okumaya geldim. T.Ö. : Evet. Hasan Karahan: Burada Ahmet Hani Derneğini kurduk elli bin yardımda bulunduk. Ben de Kürt’üm yani oraya hep cahilleri almışlar. Ben doğruları konuştuğum için beni almadılar peki bunlar nasıl cennete gidecekler? T.Ö. : Benim bildiğim maaşlarını alıp Mele Rıza’ya veriyorlar. Ne kadar doğru bilmiyorum fakat öyle diyorlar. Hasan Karahan: Hayır ben tehdit etmiyorum. Ben dile getirip onları rezil edeceğim. Ben onlardan korkmuyorum.  T.Ö. : Mesele korkmak değil. Daha iyi nasıl hizmet edebiliriz. Ben konuşurum Mele Ekrem ile. Hasan Karahan: Vallahi bilmiyorum bana büyük hainlik yaptılar her yerde anlatacağım. Şu an telefonda anlatılmaz oraya aldıkları 20 kişi. T.Ö. : 20 değil. Hasan Karahan: Biliyorum 13 Mele Rıza dedi. T.Ö. : Biz Belediye Başkanıyla konuşup 40’a çıkaracağız yeterli değil Kürtler için.

2 yıl önce

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı HDP'nin bugün düzenlediği eyleme katıldı

Geçtiğimiz haziran ayında İzmir'de HDP il binasında Deniz Poyraz’ı öldüren Onur Gencer’in yargılanacağı davanın ilk duruşması, bugün İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Dava öncesi ise İzmir Adliyesi önünde bir araya gelen HDP'liler eylem düzenledi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın konuşmasıyla başlayan eylemde birçok HDP'li vekil yer alırken, CHP'den de destek geldi. TANRIKULU'DAN DESTEK Meclis'te HDP ile birlikte TSK'nın operasyonlarına karşı ağız birliği yapıp, milli üretimimiz SİHA'lara karşı çıkmasıyla adından söz ettiren CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP'yi burada da yalnız bırakmadı. "Dostlarla bir aradayız" HDP'ye yakınlığıyla bilinen Tanrıkulu, geçtiğimiz haftalarda Meclis’te bütçe görüşmeleri devam ederken, HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’yla beraber olduğu bir fotoğraf paylaşmış, "TBMM’de Bütçe Görüşmeleri devam ediyor… Değerli dostlar umudunuz eksik olmasın, bir aradayız” notunu düşmüştü.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK içinde büyük panik! Tamamen yasakladılar

İçişleri Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, güvenlik güçlerince yurt içinde ve sınır ötesinde gerçekleştirilen başarılı operasyonlarla PKK'nın terörist sayısı en düşük rakamlara indi. Ayrıca eylem yapamaz hale gelen PKK'dan kaçışlar hızlandı. İçişleri Bakanlığının koordinesinde Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilen ikna çalışmalarıyla geçen yıl 200, son beş yılda da 1065 terörist güvenlik güçlerine teslim oldu. PKK/PYD İÇİNDE PANİĞE NEDEN OLDU Başarılı operasyonlar ve ikna çalışmalarının yanı sıra Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocukları için HDP İl Başkanlığı binası önünde başlattıkları evlat nöbeti de örgüt içinde paniğe neden oldu. Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 853'üncü gününde sürüyor. 6 yıl önce 16 yaşında dağa kaçırılan oğlu Rojhat için eylem yapan Necibe Çiftçi, 19 Aralık'taki açıklamasında oğluna "Teslim ol" çağrısında bulunmuş, "Oğlum HDP ve PKK tarafından kaçırılarak dağa götürüldü, oğlum için buradayım. Yaz, kış, soğuk, pandemi demeden bu mücadeleye devam ediyoruz, devam da edeceğiz. Ciğerimi benden aldılar. Oğlum için elimden geleni yapacağım" ifadelerini kullanmıştı. İLETİŞİM ARAÇLARI YASAK Çağrıların duyulmasını engellemek için tedbirler alınmaya başlandı. Çiftçi ile diğer Diyarbakır annelerinin çağrıları örgüt içinde korkuya neden oldu. PKK, örgütten kaçışları ve Diyarbakır annelerinin çağrılarının duyulmasını engellemek için çeşitli tedbirler almaya başladı. Ailesi evlat nöbetinde bulunan örgüt mensuplarına psikolojik baskı uygulayan PKK, aileleriyle haberleşmenin engellenmesi amacıyla da teröristlerin iletişim araçlarını kullanmalarını yasakladı. PKK'nın, tehdit ettiği örgüt mensuplarına "kendi iradeleriyle örgüte katıldıklarını, kendilerine destek verilmesini istediklerini" belirten videolar çektirdiği belirlendi.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK’nın kodları İBB’deki istihdamlarıyla gündeme gelen DİAYDER’den çıktı

PKK uzantısı Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyelerinin İBB iştiraki İSPER bünyesinde gassal olarak işe alınmasının yankıları sürerken, derneğin mescitlerinde gayri resmi imamlık yapan İ. Ş.’nin evinde yapılan aramalarda PKK’nın şifreli konuşma kodları ele geçirildi. DİAYDER’in Şirinevler’deki genel merkezinde bulunan mescidin imamlığını yapan İ.Ş.’nin, cezaevlerindeki PKK’lılarla irtibatlı olduğu iddia edildi. İ.Ş.’nin cezaevindeki teröristlerle şifreli bir şekilde haberleştiği ve bunun için de terör örgütü PKK tarafından hazırlanan yazışma kodlarını kullandığı ortaya çıktı. KURYE İÇİN AYŞE, PKK’LI İÇİN KÖYLÜ Cezaevine oğlunu sıkça ziyaretine giden İ.Ş.’nin evinde ele geçirilen şifreli kod tablosunun PKK’nın cezaevlerinde bulunan teröristleri ile konuşma ve yazışma için kullandığı tespit edildi. Teröristlerin avukatlarıyla ve yakınlarıyla bu şifreli kodlamalar üzerinden haberleştiği belirlendi. Ele geçirilen mikro yazıyla yazılmış kod tablosunda kadro teröristler için ‘köylü-zozan-teyze’, PKK’ya katılacaklar için ‘imaatu-aktör-pişman’, PKK kuryeleri için ‘ayşe ana-medrese-dişçi’, örgütsel malzeme için ‘diploması tarihi-feminizm okuması-karakterli’, slogan atma için ‘dersim isyanı-hurri uygarlığı-yatık’, itirafçı teröristler için ‘budala-dalkavuk’, Adalet Bakanlığı için, ‘düzenbaz-kuyrukçu’, cezaevi savcısı için ‘hurafeci-efe-dümenci’, cumhuriyet savcısı için ‘leblebici-istilacı-behçet’ ve emniyet için ise ‘vesayetçi-enig-çanakçı’ denildiği belirlendi. Her cezaevine farklı isim Öte yandan ele geçirilen kod tablosunda PKK’lı teröristlerin kaldığı her cezaevi için farklı isimler kullanıldığı da belirlendi. 39 farklı türdeki cezaevi için 3’er isim tanımlayan PKK’nın, cezaevlerinden haberleşmeyi bu kod tablosuyla yaptığı ve tutuklu teröristlerin farklı cezaevindeki teröristlerle ilgili bilgileri de bu yolla öğrendiği ileri sürüldü.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK tehdit etmişti... Türkiye hayranı ünlü piyanist hayatını kaybetti

Müzisyenin yakınından alınan bilgiye göre, Blet, 7 Ocak'ta bulunduğu Cenevre'de bir evin balkonundan düşerek 52 yaşında hayatını kaybetti. Piyanistin yakını, bazılarının Blet'in ölümünü intihar gibi göstermeye çalıştığını ancak onun sağlıklı olduğunu ve hayatını kaybettiği akşam sosyal medya hesabından canlı yayın yapmayı planladığını aktardı. Blet'in ölümün ardından Fransız gazeteci Pierre Jovanovic, yarın sabah Blet'i anacağını belirterek, "Stephane Blet 7 Ocak 2022'de meleklerle buluşmaya gitti. Bundan böyle cennette piyano çalacak, Liszt Satie Giulini'yi ve çok sevdiği bestelerini tekrarladığı herkesle buluşacaktır." ifadesini kullandı. Blet ile birçok program yapan YouTuber Jim le Veilleur de Blet'in intihar etmeye niyeti olmadığını ancak maddi sorunlar yaşadığını söyledi. 15 Mart'ta AKM'de konser verecekti Blet'in vefatına ilişkin konuşan danışmanı Dilek Akdemir, ünlü piyanistle geçen yıl eylülden bu yana tanıştıklarını ve etkinliklerini planlamada piyaniste yardımcı olduğunu belirtti. Akdemir, ünlü piyanistin 2016'dan bu yana, uğradığı boykotlar nedeniyle maddi imkansızlık içinde olduğunu kaydederek, "Sadece şimdiye kadar piyasaya sürülmüş plaklarından gelen teliflerle geçimini sağlıyordu. Kendisine destekte bulunmak üzere konserler ayarlamak için sürekli belediyelerle, kültür merkezleriyle görüşme içindeydim." şeklinde konuştu. En son Blet'in 15 Mart'ta Atatürk Kültür Merkezinde (AKM) "Türk Osmanlı Rapsodisi" etkinliği düzenlemesi için anlaşma sağladıklarını anlatan Akdemir, "Gösterinin reklamları bugün yapılmaya başlamıştı, hatta biletler satışa çıkmıştı, fakat nasip olmadı." dedi. Akyürek, Blet'in 7 Ocak'ta İsviçre'ye, Türk kökenli bir arkadaşına ziyarette bulunmak üzere gittiği, ardından Fransa'ya geçip annesini ziyaret ettikten sonra 25 Ocak'ta Türkiye'ye dönmeyi planladığı bilgisini paylaştı. "Birçok kişi ölsün diye uğraştı" Blet'in ölüm sebebine dair intihar iddialarını yalanlayan Akyürek, şöyle konuştu: "Vefatının ardından Stephane'ın, geçen yıl Türkiye'de katıldığı bir televizyon programının ardından birden yere yığıldığını öğrendim. Bayılmasından sonra arkadaşları, hastaneye gidip sağlık kontrolü yapmasını söylemiş, fakat dikkate almamış. Benim yanımdayken de sağlığına dikkat etmezdi. Gittiği evde balkona çıktığı sırada, geçen yıl başına gelen şeyi yeniden yaşamış olabilir. İntihar etmiş olacağını düşünmüyorum." Akyürek, Blet'in son yıllarında aldığı ölüm tehditlerine atıfta bulunarak, "Onun ölümüne birisi doğrudan sebep olmasa da birçok kişi el birliğiyle psikolojik olarak ölsün diye uğraştı." değerlendirmesinde bulundu. Stephane Blet kimdir? 1969'da Paris'te doğan ve küçük yaşlarda piyano çalmaya başlayan Stephane Blet, ABD'li klasik piyanist Byron Janis'in, yeteneğini keşfetmesi üzerine New York'a gitti ve burada bir diğer piyanist Vladimir Horowitz'in asistanlığını yaptı. İlk albümünü 15 yaşında yayınlayan piyanist, 1986'dan itibaren uluslararası konserler vermeye başladı. Şimdiye kadar 500 civarında beste, 15 Osmanlı Rapsodisi ve 44 plağı bulunan Blet'e, Türk halk müziği konusunda yaptığı özel çalışmalar nedeniyle 1996'da devlet nişanı verildi. Türkiye ve Türk kültürüne hayranlığıyla bilinen ünlü piyanist 2016'dan bu yana Türkiye'de yaşıyordu. Blet, 2018'de Türk ordusunun Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü YPG/PKK'ya yönelik gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı sırasında Türk askerine destek amaçlı konser vermişti. Ölüm tehditleri almıştı Konserin ardından PKK tarafından sosyal medyada ölüm tehditleri aldığını söyleyen Blet, Şubat 2019'da Türkiye'ye gelerek, hakkındaki ölüm tehditlerine karşı suç duyurusunda bulunmuştu. Blet, "Birkaç aydır bir cehennemi yaşıyorum. Çünkü aynı zamanda PKK beni öldürmek istiyor. Fransa'da ve İsrail'de bulunan 'Ultra Siyonist' gruplar var ve tabii 'Anti Siyonist' olduğum ve Filistinliler adına çok konser verdiğim için beni öldürmek istiyorlar." ifadesini kullanmıştı. Filistin'e ve Müslümanlara desteği nedeniyle başta ülkesi olmak üzere birçok yerde boykota uğrayan Blet'in birçok konseri iptal edildi ve YouTube kanalı kapatıldı. Kendisini "Türk hayranı" olarak tanımlayan Blet, iyi derecede Türkçe konuşuyordu.

2 yıl önce

Terör örgütü PKK'dan kaçıp teslim olan 2 örgüt mensubu, aileleriyle buluştu

Fransa'dan 2017 yılında PKK'ya katılan örgüt mensubu ile 2014'te İstanbul'dan terör örgütüne katılan ve 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan aranan kadın örgüt üyesi, ikna çalışmaları sonucu Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaparak, Silopi Emniyet Müdürlüğü'ne teslim oldu. Soruşturmaları Batman İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nce yapılan örgüt mensupları, aileleriyle buluşturuldu. Örgüt mensupları, emniyette verdikleri ifadelerinde, çeşitli vaatlerle kandırılmaları sonucu PKK/KCK silahlı terör örgütüne katıldıklarını, yaşı küçük çocukların kandırılıp örgüte katılmalarının sağlandığını söyledi. Örgüt üyesi, ifadesinde, "Örgüt içinden çok defa kaçmaya teşebbüs ettik fakat örgüt tarafından yakalanarak aylarca tutsak kalarak, aç ve susuz bırakıldık. Zor koşullara rağmen sonunda örgütten kaçmayı başararak Batman Emniyet Müdürlüğü aracılığıyla güvenlik güçlerine teslim olduk. Terör örgütünden kaçma arayışında olan birçok örgüt mensubu var fakat örgütün yapacağı işkence ve verecekleri infaz gibi ağır cezalar ile aç ve susuz bırakılacaklarından dolayı korkuyorlar. Örgütten kaçma arayışı içinde olanların korkmamaları, ailelerin de çocuklarına sahip çıkmaları gerekiyor. Örgütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhinde söylediği beyanların hiçbiri doğru değil. Devlet görevlileri çok sıcak karşıladı. Batman Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polisler çok iyi davrandı. Vermiş olduğumuz bu kararla çok mutluyuz" dedi.

1 2 ... 6 7 8 9 10 11 12 ... 20 21